9 Ocak 2014 Perşembe

KPSS KAZANMA TEKNİKLERİ (ALAN GRUBU HAZIRLANANLAR İÇİN MUTLAKA OKUYUN)


Hayatımızın Son Nakavtı

Dunyaya gözlerinizi açar açmaz öyle bir yaşama başladınız hala sınav oluyorsunuz birşeyleri kanıtlamaya çalışıyorsunuz.Bazen emeğinizin karşılığını alıyorsunuz bazen alamıyorsunuz.
Ben alamıyorsunuz tarafını ilgileniyorum size bu süreçte yardım etmek boynuma borç bildim.

Kpss A grubundan hazırlanmak uzun bir süreç isteyen ,yorucu ,sabır gerektiren ve Allah’a isyan etmeden duanızı eksik etmeyeceğiniz  bir dönemdir.İlk önce bu yola çıkarken bunları göze alarak çıkmayı unutmayın. Süreç nasıl işliyor:

----------KPSS             Kurum Sınavları                Mülakatlar       ----          A grubu Meslek

Kpss
Kpss hazırlanmak basittir.Ama önemli olan eksiğinizi görmek, bilmek, bilinçli çalışmaktır.
Bütün derslerin çalışma teknikleri:

Türkçe: Herkese kolay gelir ondan dolayı hep sallanan bir derstir ama en büyük puan farkların atıldığı dersdir.Bu derste herkes dershanede dil bilgisi tekniklerini ,kısa yollarını ogrencektir.
Benım sıze tavsıyem Türkçe Ösym Çıkmış soruların Kozmik oda adında kitapları bulunmakta bu kitaplarda her sorunun çözümü anlatılmaktadır.Bu soruları çözerken eksiğinizin ne olduğunu göreceksiniz bunu görmek rakiplerinize en büyük farkı atmaktır.
Mantık sorusuna gelince Türkçe de ki mantık sorusunu en son çözülmeli çünkü sınavzade bunu görünce panikliyor bildiğini karıştırıyor ve zaman kaybediyor .Hiç bu soruyu görmeyin moralinizi bozmayın en son vakit kalacaktır rahat kafayla çözün.
Eee mantık sorusunu nasıl çözecez kardeş dersen.Şekil ve tablo yardımıyla sorunun her verisine göre tablo hazırlayın. En son haline getirdiğinizde cevaplar kabak gibi çıkacak .
Buna da önerim Ales sorularını çözün ösym çizdiği yoldan başka yoldan gitmez anladınız siz onu 

Matematik:
Matematik demek hayat demek,matematik demek yaşam tarzı demek ,matematik demek bir içim su demek.Bana kızanları işitiyorum.Arkadaşlar  artık son geçilen sisteme göre matematik yapmak demek FARK yapmak demek anlamına geldi.
Ondan dolayı matematikde size önerilerim. Dershane hocanızı sıkı dinleyin onlar size çıkmış sorulara benzer ve aynısı soruları tahtada çözecek.Bildiklerinizi deftere geçirmeyin bilemedekleriniz ilginç ve kısayollu çözümü olanları kocamn kocaman geçirin deftere çünkü matematik dersi yorumlama kabiliyetinizi ölçen bir ders ne kadar değişik yol görürseniz o kadar iyi olur.Eksiklerinize göre soru çözümü yapın.bildiğiniz konu hakkında sakın boşa vakit harcamayın.En baba konular ösym aşkım dediği konular:
-obeb ,okek
-bolme bölünebilme,asal çarpanlarını bulma
-çarpanlara ayırma
-üslü ifadeler kare kok, şekiller mutlaka gelir
-Problemler artık problemler havuz su kamyon kürek işçi şeklinde gelmiyor.Size problemi veriyor siz yorumluyorsunuz nasıl yoldan gideceğinizi siz akıldan çizip sonra havuz mu işçi mi obeb okek mi kullanacağını karar veriryorsunuz tam ales tarzı en çok soru da bunlardan zaten
ÖSYM ÇIKMIŞ SORULARI TÜM DALLARDAKİ SORULARI BAKIN NE KADAR ÇÖZÜM TEKNİĞİ GÖRÜRSENİZ SİZİN GELİŞMENİZİ SAĞLAR.ÖSYM BAŞKA ÇÖZÜM YOLU URETEMEZ.

Tarih ve Coğrafya:
-Kısa notlar alınacak
-Gerekirse şekil yardımı ile not hazırlanacak.görsel hafıza her zaman daha kalıcıdır
-belirli periyotlarla tekrar yapılacak
-DATA yayınlarının soru bankasını öenriyorum pahalı değil internetten araştırın 9 tl cıvarı bırsey
-osmanlıya cok onem veriyoruz.
-çıkmış soruları sınava 1 ay kala ezbere biliyoruz .

Vatandaşlık:  
Alan dersimiz olduğu için ezbere bilecez zaten sıkıntı yaşamayacağınızı inanıyor ve düşünüyorum.
Kpss gy gk kısmını A grubu arkadslarım sallamayalım lütfen.size bu sene bir örnek vereyerek açıklamak istiyorum
Eger GY GK 85 ustu gelırse standar sapma 10 olursa olacakta yine bu sene :
Alanda 20 ustu  net yapmanız puanlarınız abartısız
80 ile 90 arasında olacağını söylüyorum.
AKLINIZIN bir köşesinde olsun.
Yazımın devamı bir daha kı yazıma (alan ders çalışma teknikleri,kitaplar , yayınlar)
ALLAHA EMANET OLUN…
SİZE SON KIYAYIM DA : 10 numara coğrafya tarih notları)

2013 Piyasalar Özeti(Mahfi Eğilmez Hocamızın Yorumlarıyla)



2013'ün Piyasalar Açısından Özeti
22 Mayıs 2013’de o zamana kadar söylenti olarak ortada dolaşan “Fed’in tahvil alımlarını Eylül ayından başlayarak azaltabileceği” söylentisi ilk kez Fed Başkanı’nın ağzından onaylanarak resmiyet kazanmış oldu. O tarihten başlayarak piyasalar büyük ölçüde Fed’in yaklaşımlarına, açıklamalarına, toplantılarına kilitlendi. Piyasalar Fed’in yaklaşım ve açıklamalarına göre biçim almaya başladı. Buna ek olarak dış siyasal olaylar ve iç siyasal olaylar ekonomi ve piyasalar üzerinde ciddi etkiler yarattı.  

EKONOMİK TERİMLER(KURUM SINAVLARI VE MÜLAKATLAR DA GÜNCEL TERİMLER)


A
AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Yükü
Günümüzde AB tanımlı genel yönetim nominal borç stokunun GSYH’ya oranı bu amaçla kullanılmaktadır. Bu hesaplama yapılırken genel yönetim iç ve dış borç stoklarının toplamı alınmakta bu toplamdan ayarlama kalemleri (bu kalemler içinde düşülmekte ve bulunan tutar GSYH’ya bölünmektedir.

AB tanımlı genel yönetim nominal borç stoku = Merkezi yönetim borç stoku (bütçe dışı fonlar ve döner sermayeler dahil) + yerel yönetimler borç stoku + sosyal güvenlik kurumları borç stoku (işsizlik sigortası fonu dahil) + ayarlama kalemleri

Denklemdeki ayarlama kalemleri üç ayrı ayarlamayı içeriyor. Genel yönetimi oluşturan kurum ve kuruluşların ellerindeki DİBS’ler brüt borç stokundan düşülüyor, iskontolu olarak ihraç edilen DİBS’lerin nominal değerleri hesaba katılıyor, dolaşımdaki bozuk para tutarı merkezi yönetim iç borç stokuna ekleniyor.

AB tanımlı genel yönetim nominal borç stokunun GSYH’ya oranlanmasıyla da AB tanımlı genel yönetim nominal borç yükü bulunuyor.

ABD Merkez Bankası (Fed)
ABD Merkez Bankası (Fed), 1913 yılında kurulmuştur. Fed’in kuruluş yasasında izleyeceği para politikası için üç temel amaç belirlenmiştir: En üst düzeyde istihdamın sağlanması, fiyat istikrarının gerçekleştirilmesi ve uzun dönemli faizlerin makul düzeyde tutulması.

Fed’in yönetim yapısı Guvernörler Kurulu (Board of Governors), Açık Piyasa İşlemleri Kurulu (Federal Open Market Committee – FOMC) ve 12 bölgesel Federal Rezerve Bankası’ndan oluşmaktadır. Guvernörler Kurulu, ABD Başkanı tarafından atanan ve Senato tarafından onaylanan 7 üyeden oluşur. Bu üyeler 14 yıllık bir süre için atanırlar. 

Açık (iç ve dış ekonomik denge açıkları)
Bir ekonomide iki alt denge vardır: İç ekonomik denge ve dış ekonomik denge. İç ekonomik denge ikiye ayrılır. İlki özel kesim dengesidir. Tasarruf (S) yatırım (I) dengesi de denilen bu dengeyi şöyle gösterebiliriz:
(S – I)
İç dengenin ikinci alt dengesi kamu kesimi gelir (T) ve kamu kesimi gider (G) dengesidir. Bütçe dengesi de denilen bu dengeyi şöyle yazabiliriz:
(T – G)
Bu iki alt dengenin toplamı bize iç ekonomik dengeyi verir:
(S – I) + (T – G) = İç ekonomik denge
Dış dengeyi, yurtdışı yerleşiklerden elde edilen döviz gelirleriyle (X) yurtdışı yerleşiklere ödenen döviz giderlerinin (M) farkı olarak gösterebiliriz:
(X – M) = Dış ekonomik denge

Bir ekonomide iç ve dış ekonomik dengeler birbirine eşittir. Ya da aynı anlama gelmek üzere iç ve dış ekonomik dengelerin toplamı sıfıra eşittir. :
(S – I) + (T – G) = (X – M)

(S – I) + (T – G) toplamı yani iç ekonomik dengenin toplamı eksi ise yani iç ekonomik denge açık veriyorsa o zaman (X – M) yani dış ekonomik denge de o kadar açık veriyor demektir.

Bu üç dengeden birisinin açık olduğu duruma tekil açık, hem kamu kesimi iç dengesinin hem de cari açığın olduğu duruma ikiz açık deniyor. Ben, bunlara özel kesim açığının da eklendiği duruma üçüz açık adını veriyorum. Örneğin Çin, Almanya ve Japonya’da yalnızca bütçe açığı yani tekil açık var. Buna karşılık ABD, İngiltere ve Fransa’da hem bütçe açığı hem de cari açık yani ikiz açık durumu söz konusu. Türkiye ve Polonya’da ise üçüz açık geçerli. 

OSMANLILARDA SOSYO-EKONOMİK YAPI



Osmanlı    Devletinin   kuruluşundan XVIII. yüzyılın sonlarındaki Yenileşmeci-
Batılılaşmacı (Nizam-ı Cedid) hareketinin başlangıcına kadar geçen yaklaşık beş yüz­yıllık süre, klasik dönem olarak adlandırıla­bilir. Klasik dönem de oluşma, olgunlaşma ve esnekliği kaybetme diye alt dönemlere ayrılabilir. Esnekliği kaybetme, yenileşme ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Bu­nun sonucu ise batılılaşma ve bağımhlaşma sürecidir. Osmanlı Devletinin son bir buçuk yüzyılı bu şekilde tanımlanabilir.
Osmanlı Devleti oluşurken çok yönlü ve karmaşık bir etkileşim çerçevesi içindeydi. önce İslam devletlerinin bir mirasçısı idi. Devletin ve ekonominin temelleri olan ku­rumları incelediğimizde, bunların İslam i kurumlarla olan yakın ilişkisini görürüz. îk-ta-tımar, fütüvvet-ahilik-esnaf sistemleri gibi.
Bunun yanında Osmanlı Devleti, Orta Asya döneminde kalan birçok özelliği bün­yesinde barındırmakla, bunlardan İslam il­kelerine ters düşen uygulamalarla özellikle Selçukluların başlattıkları mücadeleyi sür­dürmektedir. Mesela devletin bölünmesini esas alan eski Türk aşiret zihniyeti, Osman­lılarda yerini tamamen merkezi üniter bir devlet anlayışına bırakmıştır. Memluklerin ve Selçukluların devlet idaresinde aşiret ile­ri gelenleri yerine köle asıllıları kullanma­ları geleneği Osmanlılarda devşirme siste­mi olarak kurumlaşmıştır.
Bu etkileşim çerçevesinde Anadolu ve Orta Asya'nın, özellikle İran ve Bizans'ın iktisadi geleneklerinin büyük yeri vardır. İslam'ın ilk yayılma döneminde siyasi ve iktisadi mahalli gelenekler karşısında gös­terdiği esnek tavrı Osmanlılar da sürdür­müşlerdir. Burada S asan ilerden beri top­raktan alınan bir altınlık verginin Osmanlı­larda çift resmi olarak sürdürüldüğünü bir
Örnek olarak verebiliriz.
Bu sistem içerisinde Avrupa'nın da önemli bir yeri vardır. Oluşma döneminde, kapitalizm yolunda ilerleyen Avrupa karşı­sında elde edilen başarıların büyük payı vardır. Olgunlaşma dönemi bir noktada ka­pitalizmle mücadele tarihidir. Esnekliği kaybetme, hakim sistem özelliğini de kay­betme anlamına gelebilir. Yine yenileşme dönemi atıfların kapitalizme yapıldığı, bu sistemin model alındığı dönemdir.

8 Ocak 2014 Çarşamba

SELÇUKLULARDA SOSYO-EKONOMİK YAPI


Selçuklular Hazar Denizi ile Aral Gö-lü'nün kuzeyindeki bozkırlarda yaşayan Oğuzlar'ın Kınık boyuna mensupturlar. X. yüzyılın sonlarına doğru müslüman olarak İslâm ülkelerinde askeri hizmetlere girdi­ler. Horasan eyaletinde Gazneliler'le nüfuz mücadelesi yaparak bölgeye hakim oldu­lar.
Tuğrul Bey'in sultan Unvanı almasıyla
XI. yüzyılın ortalarında Abbasî halifeliği­nin koruyucusu olarak Şiî Büveyhî Devle-ti'nin hakimiyetine son verdiler. Bu şekilde oluşan Büyük Selçuklu Devleti (429-590/1038-1194) yılları arasında, Tuğrul Bey'in yeğeni Kavurd'un kurduğu Kirman Selçukluları (440-582/1048-1186) Me-likşah'ın kardeşi Tutuş'un kurduğu Suriye Selçukluları (471-511/1078-1117) yine Selçuklu soyundan Süleyman'ın kurduğu Anadolu Selçukluları (470-707/1075-1318) tarihleri arasında hüküm sürmüşler­dir.
Selçukluların tarih sahnesine çıktıkları XI. yüzyılın başlarında İslâm dünyası Orta Asya'daki nüfus artışı ve göç hareketlerinin etkisi altındaydı. Selçuklu Devleti öncelik­le bir göç teşkilatı olarak doğarken hem İslâm devletinin, hem de eski Türk gelenek­lerinin mirasçısı durumundaydı. Bu iki un­sur çatıştığında eğilim, İslâm ilkelerinin tercihiydi. Bunlar arasında en önemlisi İsl­âm'ın getirdiği birlik (tevhid, vahdet) anla­yışıyla çelişen eski Türk aşiret geleneğiydi. Bu gelenek siyasi parçalanma getiriyor, hem devletler daha kurulurken birkaç par­çaya ayrılıyorlar, hem de aşiretler zaman zaman devletin birliği için tehdit unsuru olabiliyorlardı.
Selçuklu devletinin kurucusu olan Tuğ­rul Bey de başlangıçtan beri Uniter ve mer­keziyetçi bir devlet oluşturmaya çalışmışsa da, yukarıda belirttiğimiz gelenekler etkisi­ni göstererek devlet daha kuruluş dönemin­de üçe ayrılmıştı.
Alpaslan birliği ve merkeziyetçiliği bü­yük ölçüde sağlamıştı. Devlet bu hedefi gü­derek XI. yüzyılda Anadolu'ya yönelen Türkmen aşiretleri parçalayarak iskân et­mişti.
Büyük Selçuklu Devletinin Doğu Tür­kistan'dan Marmara kıyılarına, Kafkaslar­dan Basra körfezine kadar nüfuz sahası var­dı. Malazgirt savaşı (1071) ve Anadolu Sel­çuklu Devleti'nin kuruluşu (1075)nu takip eden yıllar Türkmen göçmenlerin Anado­lu'yu yurt edindikleri dönemdir. Özellikle 1097-1176 arasında bu kitleler Bizanslılar ve Haçlılarla yoğun ilişki ve savaş halinde olmuşlardır. Sal tuk, Sökmen ve Daniş-mentlilergibi Doğu ve Orta Anadolu'da Bü­yük Selçuklu Devleti'ne bağlı olarak kuru­lan beylikler daha sonra Anadolu Selçuklu Devleti'ne tabi olmuşlardır.
1176'daki Miryakefalon savaşıyla Bİ-zanslılar'ın mağlup edilmesi Anadolu'daki Selçuk nüfuzunu pekiştirmiştir. 1176-1277 dönemi; Anadolu Selçuklularının gelişme ve refah dönemidir. Beylikler tamamen devlet sınırlan içine alınmış, Anadolu ticari bölge olma özelliğini yeniden kazanmıştır. Sultan II. Süleyman Şah XIII. yüzyılın baş­larında ülkenin şehzadeler arasında bölü­şülmesi uygulamasına son vererek merkezi ve üniter devlet yolunda önemli bir adım at­mıştır.
Selçuklular 1204'te Bizans'ın latinler eline geçmesiyle özellikle İtalyan ticaretin­deki avantajlarını artırmışlardır. Antalya (1207) ile Sinop'un (1214) fethi ve Alaiye limanının inşası ile devlet Akdeniz ve Kara­deniz'de üç önemli liman elde ederek, Av­rupa ile doğrudan ticaret imkanına kavuş­muştur. Daha sonraki yıllarda yapılan deniz ve kara fetihleri ticari yapıyı da kuvvetlen­dirmiştir.
Bu arada Doğu'daki Moğol baskısı Tür­kiye'ye doğru yeni bir göç hareketi başlat­mıştı. Babaîler isyanından (1240) sonra Moğollar Anadolu'ya girip Selçuklu ordu-
sunu yenmişlerdir (Kösedağ 1243). Ancak Anadolu'nun doğrudan Moğol ilhanlı nüfu­zuna girdiği 1277 yılma kadar bu refah dö­nemini genişletmek kabildir.
1277-1318, Anadolu Selçuklu Devle­ti'nin çöküş dönemidir. Klasik toprak düze­ni yıkılmış, ticaret gerilemiş, beylikler önemlerini arttırmışlardır.